TAŞPINAR'IN ANLATTIKLARI-LULA, RAMZAN VE AYI
Yazan:M.Faruk KUTLU
Çardaktan eve
geçenler ağaç konusunda hiçbir fedakârlıktan kaçınmadılar. Geniş tahta
balkonlu, çift katlı evler yaptılar. Başka sebepler dahilinde yüz elli yılda
bütün ormanı bitirdiler. Tek başlarına buna güçleri yetmediği için komşu Urumhoca
ve Ercekliler de yardımcı oldular. Güneşe doğru yaptıkları evlerin geniş tahta
balkonlarından, kurumuş yamaçlarıyla Parpi’ye bakar oldular. Halbuki bir
zamanlar sağ tarafımdaki Parpi’ye kadar her yer ormanlarla kaplıydı. Ormanları
topladığı sularla her tarafta pınarlar kaynıyor, yol kenarlarındaki arklardan şarıl
şarıl sular akıyordu.
Söz ormandan
açılmışken yaşanmış komik bir olay anlatacağım sizlere. Çardaklı Lula ve Ramzan
iki samimi arkadaştı. Boş zamanlarını birbirlerine şaka yapmaya ayırmış gibiydiler.
Kışın yaklaştığı bir
gün bu iki eski dost yakacak odun kesmek için ormana gitmeye karar vermişler.
Ertesi gün sabah namazıyla yola çıkmışlar. Her zamanki gibi birbirleriyle şakalaşarak,
peşlerinden çektikleri kağnı arabasıyla ağaçların sık olduğu yere gelmişler. Öküzleri çözüp bir ağaca bağladıktan sonra ormana
dalmışlar. Ellerinde baltalar, bir araba odun kestikten sonra sıra toplamaya
gelmiş. Kestikleri ağaçları toplayıp arabanın yanına getiriyorlarmış.
Ramzan kendi yerine
gidip topladığı ağaçları sırtlarken önündeki çalıların kıpırdadığını görmüş.
Önce aldırmamış, arkadaşı Lula olduğunu düşünmüş. Fakat çalılar aralanınca bir
de ne görsün, karşısında bir ayı! Ramzan Allah diye bağırıp geldiği tarafa
doğru koşmaya başlamış, ayı da peşinden. Ramzan çalıların üzerinden atlamış, ağaçları
yanından dolanmış ayı peşinden ayrılmamış.
Koşturmaca kalın
bir ağacın önüne kadar sürmüş. Ramzan ağacın arkasına, ayı da diğer tarafa
gizlenmiş. Ortalarına aldıkları ağacın bir yanında Ramzan, diğer yanında ayı bekliyormuş.
Bir süre soluklandıktan sonra Ramzan sağa hamle yapmış ayı pençesini önüne uzatmış,
sola hamle yine ayının pençesi uzatmış. Ramzan hangi tarafa elini uzatsa ayı
pençesini gösteriyormuş, bir sağ bir sol… Ramzan ağacın her iki yanından
ellerini birden sağlı sollu karşıya uzatmış. Ayı da ağacın her iki yanından
pençelerini uzatıp ağaca geçirmiş. Ramzan can havliyle ayının ayının iki
pençesini yakalamış ve avazı çıktığı kadar bağırmaya başlamış..
Ortada ağaç, Ramzan
bir yanda, ayı diğer yanda el eleyken Lula olanlardan habersiz odun toplamaya
devam ediyormuş. Ancak Ramzan’ın uzaktan gelen sesiyle o tarafa yönelmiş. Sesin
geldiği yere yaklaştığında ortalarındaki ağaca sarmaşmış vaziyette Ramzan ve
ayıyı görmüş. Ramzan Lula’ya seslenmiş: ‘Ben ayıyı tuttum, sen baltayı alıp
gel, şu ayıyı öldür. Bırakırsam bu ayı ikimizi de öldürür.’ Lula tamam deyip
baltayı almak için dönmüş.
Ancak dönerken
öküzlerden birinin bağladığı yerden kaçtığını görmüş. Bunu da ayılar yemesin
diye önüne katıp diğer öküzün yanına getirmiş. Bu yolculuk esnasında Lula
Ramzan’ı unutmuş. Yarım kalan işini tamamlamaya koyulmuş. Odunları arabaya
yüklemiş, öküzleri kağnıya bağlamış, sonra ver elini Çardak.
Lula
Çardağa ulaştığında hava çoktan kararmış, odunları indirmiş, öküzleri ahıra sürmüş.
Akşam yemeği, aptes, namaz bitince Lula dinlenmeye çekilmiş. Fakat o sırada
Ramzan’ın karısı çıka gelmiş. ‘Lula Ramzan seninle oduna gitmişti neden
dönmedi’ diye sormuş. O anda Lula’nın aklına Ramzan gelmiş: ‘Ramzan ayının
biriyle ağaca sarılı duruyordu’ demiş. Ramzan’ın karsı bağırarak dışarı
fırlamış: ‘Alaley, ormanda bir ayı bizim adamı yakalamış, bırakmıyormuş’ diye
bağırarak yukarı ormana doğru koşmaya başlamış. Peşinden Lula ve olayı duyan
komşular onun peşinden koşarak olay mahalline varmışlar. Fener ışıklarının
aydınlığında ağacın bir tarafında gözleri yerinden çıkacak gibi fırlamış boş
boş bakan ve ayının pençelerini tuttuğu gibi bırakmayan Ramzan, diğer tarafta
pençelerini kurtaramayan, sinirden çatlayıp ölen ayıyı bulmuşlar. Zorlukla
Ramzan’ın ellerini çözebilmişler. Bunu nasıl becerdiklerini duymadım. Ancak
Ramzan iki kolu havada ve önde ayıyı tutma şeklini hiç bozmadan yukarıdaki
ormandan Çardağa kadar geldiğini duydum.
Ramzan’ın şoku ne
kadar zamanda atlattığı bilgisine gelince, bu hikayeyi nakleden Faruk Çeçen’de soranlara
böyle bir bilgiye sahip olmadığını söylüyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder