31 Mayıs 2015 Pazar
TAŞPINAR'IN ANLATTIKLARI-BEYAZ TOPUKLU DANA-FARUK KUTLU
TAŞPINAR'IN ANLATTIKLARI-BEYAZ TOPUKLU DANA
Komşularım Hasan Türk ve kardeşi Abdülkadir Türk'ün Beyaz Topuklu Dana'nın ardından çıktıkları heyecanlı yolculuğun hikayesi... Olayın kahramanlarından Abdülkadir'in anlatımıyla yıllar öncesinin yaylalarına, ormanlarına doğru bir geziye çıkacak, Parpi'nin eteklerinde koşan yılkı sürüsünü göreceksiniz. Aynı zamanda çevrenin nasıl yokedildiğini de….
Öykünün tamamını Taşpınar'ın Anlattıkları kitabında bulacaksınız.
29 Mayıs 2015 Cuma
TAŞPINAR'IN ANLATTIKLARI - ÇERKES KANDIRAN - M. FARUK KUTLU
80’lerin ortası,
Çardak’ta mızıkacıların kalmadığı bir dönemdi.
Çeçen düğünü yapılacaktı ama koca kasabada
Çeçen müziği icra edecek kimse kalmamıştı. Kafkas kültürünün bir unsurunun daha
yok olması herkesi kara kara düşündürüyordu. Çare ararken imdada Fatih Bolat
yetişti. Düğün evindeki akordeonu omuzlarına astı; tuşlara da üç parmağını
bastırıp körüğü rastgele açıp kapamaya başladı. Az
sonra gençler el çırparak akordeona eşlik ettiler.
.....Ertesi
akşam Fatih üç parmak kullanarak çaldığı uyduruk melodiyle düğünü şenlendirdi.
Abileri, amcaları oynattı. Kimse Fatih ne çalıyor diye merak bile etmedi. Fatih
çaldı, gençler coştu.....
Fatih’in
bir sonraki durağı komşu Çerkes köyü oldu. Oradaki tek akordeoncu saatlerce
çalmaktan yorulunca sıra Fatih’e geldi. Fatih üç parmakla çaldığı uyduruk
melodiyle Çerkesleri gecenin geç saatlerine kadar oynattı. Çerkesler de
Çeçenler gibi bu müziğe kanmış göründüler......
.......Etrafta
Çerkes köyü çok, düğün de çoktu...
.......‘Çerkes Kandıran’
bu yoklukta Fatih’i civarda tanınır hale getirmişti. Hatta Kargabüklüler Fatih’i pşınavo olarak Tufanbeyli’ye bile götürdüler….Tufanbeyli'de neler oldu, hikayenin tamamını 'Taşpınar'ın Anlattıkları' kitabında bulacaksınız...
19 Mayıs 2015 Salı
TAŞPINAR'IN ANLATTIKLARI - MOLLORİY - M. Faruk Kutlu
TAŞPINAR'IN ANLATTIKLARI - MOLLORİY (HACİ TS1E LO LO) - M. Faruk Kutlu
Çeçen
çocukların baskın yapmayı oynayarak öğrendikleri bir oyundu bu. Çardak kuran
aileler çoğaldıkça çocuklar da çoğalmaya başlamıştı. Türlü oyunlar oynarlardı
ama en çok ta geceleri bağıra çağıra, bir sağa bir sola deliler gibi koşturup
oynadıkları bir oyun vardı. Oyunun adı ‘Molloriy’di, ama çocuklar ‘Haci Ts1e lo
lo’ da derlerdi.
Bu
oyunda çocuklar iki gruba ayrılırdı. Bir grup saklanırken diğer grup çöküp
bekler, içlerinden birisi de gözcü olarak saklananları arardı. Saklananlar,
gözcüye yakalanmadan çökenlerin bulunduğu yere gelir, ceketleriyle pataklayıp
kaçarlardı. Burada amaç iyi saklanmak, görünmeden çökenlere yaklaşıp iyice
pataklamak ve yakalanmadan kaçıp tekrar saklanmaktı. Oyun, saklananlardan birisinin
gözcü tarafından yakalanmasıyla sona ererdi. Sonra yakalanan grubun çökmesi ve
çökenlerin saklanmasıyla oyun yeniden başlar ve böylece sürer giderdi.
Oyunun detaylarını "Taşpınar'ın Anlattıkları" kitabında bulacaksınız...
16 Mayıs 2015 Cumartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)