tag:blogger.com,1999:blog-4905039601814143359.post6400460147980266669..comments2022-04-09T10:58:10.876-07:00Comments on Faruk Kutlu: Zabbari'den Balla Bakka'ya...farukkutluhttp://www.blogger.com/profile/06271021171450213195noreply@blogger.comBlogger2125tag:blogger.com,1999:blog-4905039601814143359.post-19686540140477643682012-05-31T06:31:46.152-07:002012-05-31T06:31:46.152-07:00Her dans edenin ayrı bir melodisi olduğunundan hab...Her dans edenin ayrı bir melodisi olduğunundan haberdar ancak bu melodilerin oyun anında doğaçlama çıktığına tanık olamamış bir yaştayım. Hayal meyal hatırlıyorum muharbi'nin gıcırdayan köprüsünü ama az da oynamadım arklardan akan suyla.<br /><br />Çardak ve yöresinde bir çok düğüne katıldım. Köydeki düğünler kadar şehirdeki düğünler de aynı heyecanı uyandırırdı bende. Dans, müzik... Yaşım küçük diye izin vermezdi büyüklerim düğünde dans etmeme, tamadanın gözünün içine bakardım beni oyuna çıkarması için. Onlar isterse ancak aralardan sıyrılır da çıkardım halkaya, o dansın tüm kurallarını uygulamak kaydıyla. Yaptığım bir hata ya da gözden kaçırdığım bir nokta olursa annem mutlaka bilgilerimizi tazelerdi abimin de benim de. <br /><br />Ancak son yıllardaki kültür deformasyonu yüzünden heyecanlanmak bir yana, üzülüyorum düğünlerde. Müzik; almış başını gitmiş, çubuklu bir davul gelmiş, ne oynayanın yaşına bakıyorlar ne oyun tarzına, herkes için aynı ritm, aynı hız... Dans; ben görmedim kadın ile erkeğin birbirine yanlışlıkla bile olsa dokunduklarını, görmedim erkeğin selamını almadan tek başına arkasını dönüp de yürüyerek sırasına döndüğünü, görmedim bir erkeğin bir kadınla dans ederken sıradan bir ikincisini çıkardığını. Sakız çiğneyerek dans eden, tamadanın izni olmadan dansa çıkan, düğün halkasındaki laubali davranışlar hele...<br /><br />Dönüp de kaynağını sorgulamaya çalışıyorum bu durumun. Son 10 yılda gözlemlediğim bu hızlı yozlaşmanın kaynağı ne olabilirdi ki? Pek çok teori ürettim, hepsini ayrı ayrı düşünmek için zaman ayırdım. Bizim toplumumuz, büyük göçten sonra vatanlarından ayrıldıkları için hasretle sarıldı elindeki değerlere. Birkaç nesil mücadele ettiler asimile olmamak, karışmamak için. Ta ki benim dönemime kadar. Arada kaldık, anlayamadık çevremizi. Bizim için anneye babaya saygı en önemli şey iken başka insanlar gördük ağızlarından küfür düşmeyen. Eğitim için, para kazanmak için mecburduk sosyal olmaya, ama bizim insanımız çok azdı. Mecburen iki maske taşıdık yanımızda, bir ailemiz bir sosyal çevremiz için. Hala bulamam maskesiz halimin neye benzediğini. Bu Çardak ve civar köylerde yaşayan Çeçen halkının bence maruz kaldığı birinci tehlikeli dönemdi. Bu dönemi burada noktalıyorum. <br /><br />Tüm bunlar devam ederken, Türkiye'de yaşayan Türkler için de benzeri bir değişim dönemi yaşandı. Özel televizyonlar, devlet politikaları, bilgiye erişimde kolaylık ve internet derken yozlaştılar. Dansöz olmak ayıplanırken bir anda el üstünde tutulmaya başlandı. Manken olmak, futbolcu olmak önemli oldu. Okuyup doktor olacaklar azalırken zengin koca bulup evleneceğim diyenler arttı mantar gibi. Amaç sadece diploma almak oldu, Ekim'in 29'u AVM'lerde büyük indirim günü sanıldı. Milli günlerin anlamı atıldı, tatiline bakıldı. 'Maraba Televole' diyorum ben kendi kendime bu akıma kurban gitmiş arkadaşlarıma. Durduramadık, farkedemedik, şimdi neden diye sorar gibiyken unutuveriyoruz. Bunları neden yazdım, benzeri durum Çeçenistan'da yaşayanlar için de oldu. Onlar da öz kültürlerini mecburen unuttular ve değişime uğradılar. <br /><br />Bu aşamada da Türkiye'de yaşayan Çeçenler için ikinci tehlikeli dönem başladı. Çeçenistan'dan gelenlere parlak gözlerle imrendik, işte dedik, gerçek Çeçenler! Aslında kültürünü ve geleneğini koruyanlar bizlerdik, benim annemdi, benim babamdı. Ama dört elle sarıldık anavatandan gelene, öz olan sizsiniz dedik. <br /><br />Neticede ne dans kaldı ne müzik. Ne mızıka çalmaya özenen kaldı ne doğaçlama yapmaya çaba sarfeden. <br /><br />Ben? Ben işin içinden çıkamadım ve bıraktım 'biz, siz' demeyi. Kendime bir kültür yarattım, bir de klan. İçimden gizli gizli yaşıyorum onu kimseye anlatmadan. <br /><br />İstanbul gibi bir yerde evime giderken yaşlı bir amca gördüğümde neden karşıya geçmiyorum? İşte bu tamamen bilinçaltından.Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-4905039601814143359.post-51522407249339667992012-05-31T06:29:34.736-07:002012-05-31T06:29:34.736-07:00Her dans edenin ayrı bir melodisi olduğunundan hab...Her dans edenin ayrı bir melodisi olduğunundan haberdar ancak bu melodilerin oyun anında doğaçlama çıktığına tanık olamamış bir yaştayım. Hayal meyal hatırlıyorum muharbi'nin gıcırdayan köprüsünü ama az da oynamadım arklardan akan suyla.<br /><br />Çardak ve yöresinde bir çok düğüne katıldım. Köydeki düğünler kadar şehirdeki düğünler de aynı heyecanı uyandırırdı bende. Dans, müzik... Yaşım küçük diye izin vermezdi büyüklerim düğünde dans etmeme, tamadanın gözünün içine bakardım beni oyuna çıkarması için. Onlar isterse ancak aralardan sıyrılır da çıkardım halkaya, o dansın tüm kurallarını uygulamak kaydıyla. Yaptığım bir hata ya da gözden kaçırdığım bir nokta olursa annem mutlaka bilgilerimizi tazelerdi abimin de benim de. <br /><br />Ancak son yıllardaki kültür deformasyonu yüzünden heyecanlanmak bir yana, üzülüyorum düğünlerde. Müzik; almış başını gitmiş, çubuklu bir davul gelmiş, ne oynayanın yaşına bakıyorlar ne oyun tarzına, herkes için aynı ritm, aynı hız... Dans; ben görmedim kadın ile erkeğin birbirine yanlışlıkla bile olsa dokunduklarını, görmedim erkeğin selamını almadan tek başına arkasını dönüp de yürüyerek sırasına döndüğünü, görmedim bir erkeğin bir kadınla dans ederken sıradan bir ikincisini çıkardığını. Sakız çiğneyerek dans eden, tamadanın izni olmadan dansa çıkan, düğün halkasındaki laubali davranışlar hele...<br /><br />Dönüp de kaynağını sorgulamaya çalışıyorum bu durumun. Son 10 yılda gözlemlediğim bu hızlı yozlaşmanın kaynağı ne olabilirdi ki? Pek çok teori ürettim, hepsini ayrı ayrı düşünmek için zaman ayırdım. Bizim toplumumuz, büyük göçten sonra vatanlarından ayrıldıkları için hasretle sarıldı elindeki değerlere. Birkaç nesil mücadele ettiler asimile olmamak, karışmamak için. Ta ki benim dönemime kadar. Arada kaldık, anlayamadık çevremizi. Bizim için anneye babaya saygı en önemli şey iken başka insanlar gördük ağızlarından küfür düşmeyen. Eğitim için, para kazanmak için mecburduk sosyal olmaya, ama bizim insanımız çok azdı. Mecburen iki maske taşıdık yanımızda, bir ailemiz bir sosyal çevremiz için. Hala bulamam maskesiz halimin neye benzediğini. Bu Çardak ve civar köylerde yaşayan Çeçen halkının bence maruz kaldığı birinci tehlikeli dönemdi. Bu dönemi burada noktalıyorum. <br /><br />Tüm bunlar devam ederken, Türkiye'de yaşayan Türkler için de benzeri bir değişim dönemi yaşandı. Özel televizyonlar, devlet politikaları, bilgiye erişimde kolaylık ve internet derken yozlaştılar. Dansöz olmak ayıplanırken bir anda el üstünde tutulmaya başlandı. Manken olmak, futbolcu olmak önemli oldu. Okuyup doktor olacaklar azalırken zengin koca bulup evleneceğim diyenler arttı mantar gibi. Amaç sadece diploma almak oldu, Ekim'in 29'u AVM'lerde büyük indirim günü sanıldı. Milli günlerin anlamı atıldı, tatiline bakıldı. 'Maraba Televole' diyorum ben kendi kendime bu akıma kurban gitmiş arkadaşlarıma. Durduramadık, farkedemedik, şimdi neden diye sorar gibiyken unutuveriyoruz. Bunları neden yazdım, benzeri durum Çeçenistan'da yaşayanlar için de oldu. Onlar da öz kültürlerini mecburen unuttular ve değişime uğradılar. <br /><br />Bu aşamada da Türkiye'de yaşayan Çeçenler için ikinci tehlikeli dönem başladı. Çeçenistan'dan gelenlere parlak gözlerle imrendik, işte dedik, gerçek Çeçenler! Aslında kültürünü ve geleneğini koruyanlar bizlerdik, benim annemdi, benim babamdı. Ama dört elle sarıldık anavatandan gelene, öz olan sizsiniz dedik. <br /><br />Neticede ne dans kaldı ne müzik. Ne mızıka çalmaya özenen kaldı ne doğaçlama yapmaya çaba sarfeden. <br /><br />Ben? Ben işin içinden çıkamadım ve bıraktım 'biz, siz' demeyi. Kendime bir kültür yarattım, bir de klan. İçimden gizli gizli yaşıyorum onu kimseye anlatmadan. <br /><br />İstanbul gibi bir yerde evime giderken yaşlı bir amca gördüğümde neden karşıya geçmiyorum önünü keserek? İşte bu tamamen bilinçaltından.<br /><br />Sevgiyle,Anonymousnoreply@blogger.com